Ramazan Fasılları Bekçi Baba
Yeni gibi.
Bundan 30 yıl kadar önce, Türk halk kültürü ve âşık edebiyatının öğrenilmeye, araştırılmaya ve incelenmeye değer yönlerini el yordamı ile yoklamaya başladığım yıllarda bugüne göre biraz daha bolca bulunan eski kitapları da toplamam gerektiğini farkettim. Bunda hocalarımın telkini de etkili olmuştur. Bu yıllarda elime geçen ve bazı sayfalarının klişelerini daha önce gördüğüm resimli, taşbasması bir kitapçığı, bir gün onu yeni yeni öğrendiğim eski yazıdan yeni yazıya aktarırım düşüncesiyle hep yakınımda, elimin altında tuttum. Bu, adsız Bekçi Baba kitapçığı idi. Uzun yıllar özgün, kimsenin bilmediği bir belge gibi gördüm onu. Yıllar sonra dergilerle, kitaplarla olan ilişkim gelişip belli bir yoğunluk kazanınca yanıldığımı anladım, çocuk gibi üzüldüm. Benden önce de görenler, yayımlayanlar olmuştu bu kitapçığı. Muhtar Yahya Dağlı'nın kitabı ile Naci Kum'un tefrikasını görüp okumuş; elimdeki kitapçığın nadir bir yazma olmadığını, basılmış olduğu için pek çok nüshalarının ele geçebileceğini niçin daha önce düşünemediğimi sorgulamaya başlamıştım. Bu yüzden, Bekçi Baba benim için daha önce keşfedilmiş, gizleri ortaya dökülmüş güzel bir "halk kitabı" olmanın dışında anlam taşımamaya başladı. 1973'te rahmetli Prof. Dr. Amil Çelebioğlu'nun Ramazanname; adlı eserini okuyunca Bekçi Baba kitapçığı ile yeni bir yakınlık geliştirmeye başladım. Çelebioğlu bir özgün yazma bulmuş ve bu eserdeki İstanbul'un mahalle bekçileri ya da davulcuları tarafından okunan ve bugüne kadar mani, mani katan, destan, beyit, tekerleme gibi adlarla anılan, mani ve destan adlandırmalarının varlığını inkâr etmeden benim de bugün için "fasıl" diye adlandırdığım 123 manzumeyi yayımlamıştı. Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi ile Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi'ne yazdığım maddeler bu ilginin devamını sağladı.
- Açıklama
Yeni gibi.
Bundan 30 yıl kadar önce, Türk halk kültürü ve âşık edebiyatının öğrenilmeye, araştırılmaya ve incelenmeye değer yönlerini el yordamı ile yoklamaya başladığım yıllarda bugüne göre biraz daha bolca bulunan eski kitapları da toplamam gerektiğini farkettim. Bunda hocalarımın telkini de etkili olmuştur. Bu yıllarda elime geçen ve bazı sayfalarının klişelerini daha önce gördüğüm resimli, taşbasması bir kitapçığı, bir gün onu yeni yeni öğrendiğim eski yazıdan yeni yazıya aktarırım düşüncesiyle hep yakınımda, elimin altında tuttum. Bu, adsız Bekçi Baba kitapçığı idi. Uzun yıllar özgün, kimsenin bilmediği bir belge gibi gördüm onu. Yıllar sonra dergilerle, kitaplarla olan ilişkim gelişip belli bir yoğunluk kazanınca yanıldığımı anladım, çocuk gibi üzüldüm. Benden önce de görenler, yayımlayanlar olmuştu bu kitapçığı. Muhtar Yahya Dağlı'nın kitabı ile Naci Kum'un tefrikasını görüp okumuş; elimdeki kitapçığın nadir bir yazma olmadığını, basılmış olduğu için pek çok nüshalarının ele geçebileceğini niçin daha önce düşünemediğimi sorgulamaya başlamıştım. Bu yüzden, Bekçi Baba benim için daha önce keşfedilmiş, gizleri ortaya dökülmüş güzel bir "halk kitabı" olmanın dışında anlam taşımamaya başladı. 1973'te rahmetli Prof. Dr. Amil Çelebioğlu'nun Ramazanname; adlı eserini okuyunca Bekçi Baba kitapçığı ile yeni bir yakınlık geliştirmeye başladım. Çelebioğlu bir özgün yazma bulmuş ve bu eserdeki İstanbul'un mahalle bekçileri ya da davulcuları tarafından okunan ve bugüne kadar mani, mani katan, destan, beyit, tekerleme gibi adlarla anılan, mani ve destan adlandırmalarının varlığını inkâr etmeden benim de bugün için "fasıl" diye adlandırdığım 123 manzumeyi yayımlamıştı. Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi ile Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi'ne yazdığım maddeler bu ilginin devamını sağladı.
Stok Kodu:978605506318eXpoze14Boyut:13,5x21Sayfa Sayısı:200Basım Tarihi:Aralık 1998Kapak Türü:Karton KapakKağıt Türü:2. HamurDili:Türkçe
- Taksit Seçenekleri
- Taksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim100,00100,00253,00106,00336,00108,00618,83113,00913,22119,00Taksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim100,00100,002--3--6--9--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.