Londra Mektupları

Agora (Bin Yıl Kültür Sanat Edebiyat) ve Adam Sanat dergilerindeki yazılarım kendi ülkemdeki yaşam deneyimlerimi henüz özümlememişken yabancı bir ülkede olmanın kaçınılmaz baskıları nedeniyle kendi evimin anılarını daha da içselleştirmek isteğimden doğdu. Bu yazılarımda geçmişimin ışığı hiçbir zaman yanımdan ayrılmadı. Geçmiş içimden dışarıya doğru bakmamı, her şeyimi yeniden gözden geçirmemi, hayatla daha iyi anlaşmam için geleceğe doğru da yaşamamı öğretti bana.

Geçmiş her zaman içimde bir ikinci gizli kalp gibiydi. Bu gizli kalbim geçmişinin unutulacağı kuşkusuyla eski anı ve deneyimlerimi tekrar keşfetmem için durmadan gizlice ama delice çarpıp durdu. Bu yazılarım geçmişin kaybolmadığının, geçmişin geçmiş olamayacağının bir kaydı. Özellikle başka bir kültürde yaşamaya gittiğimde Shakespeare’nin deyişiyle geçmişimi bir "Prolog" olarak gördüm. İşte bu "Öndeyiş" hem saklı bir güvencem hem de geleceğimin temellerini atan bir kişilik tarihimdi. Londra Mektupları’ndaki edebiyat, sinema, tiyatro, güzel sanatlar ve başka bir ülkede yaşamanın konuları geçmiş, geniş ve şimdiki zamanın, içice akıp gidişinin bir özümlemesi.

MUSTAFA ALAK, 2019

"Ardımda bıraktığım geçmişimin tadını tekrar keşfettim. Sık sık hiç ummadığım anda bu geçmişin bir görüntüsünü yakalarım. Bu yarı şeffaf görüntü şimdiki zamanıma bir renk, bir ışık verir. Tıpkı parlak deniz suyunun gidip gelmesinde görünen ışıltılı çakıllar ve kumlar gibi."

Simone de Beauvoir